uldgarda on Nostr: Ayrıca zaman tercihi ve teknolojik bilgiyle bağlantılı olarak, siyahlar, uzun ve ...
Ayrıca zaman tercihi ve teknolojik bilgiyle bağlantılı olarak, siyahlar, uzun ve meşakkatli üretim süreçlerini tertipleyemezler.
Yani mesela belli üretim faktörlerini birleştirip başka bir üretim faktörü elde etmek, daha sonra onu da bir takım üretim faktörlerleriyle birleştirip başka bir üretim faktörü elde etmek, sonra onu da başka üretim faktörleriyle birleştirip nihai tüketim malını elde etmek gibi bir üretim sürecine kalkışamazlar. Zekaları bunun için yeterli değildir. Teknolojik bilgileri, onların böyle bir üretim sürecinin sonunda amaçlarını (tatminlerini) karşılayacak bir araca (tüketim malına) sahip olacaklarını söylese bile (ki çoğu zaman bunu anlayacak kadar bile zeki değillerdir) zaman tercihleri, üretim sürecine kalkışmalarına izin vermeyebilir.
Muhtemelen onlar sadece doğa ana’nın kendiliğinden sunduğu ve doğada öylece duran doğal faktörleri ve tüketim mallarını dönüştürüp mülk edinerek (mesela ağaçtan bir elma ya da armut koparmak, zemini temizleyip orayı sahiplenmek vs.) bir değer yaratabilir (ya da daha doğrusu zaten varolan değeri kendilerine mâl edebilir). Bunun dışında, küçük ve kısa üretim süreçlerine kalkışabilir. Bu üretim süreçleri, nihai tüketim malını çok kısa bir tarihte verecektir ve üretim faktörleri ile nihai tüketim malı arasındaki sıralama farkı çok azdır (mesela bir ateş yakıp avladıkları salyangozu pişirmek ve nihai tüketim malı olan pişmiş salyangoz etine ulaşmak gibi). Siyahların maksimum kapasitesi budur.
Uzun ve meşakkatli üretim süreçleri beyazlara özgüdür. Bu ilkel şartlar beyazlarda da vardı ama onlar risk alıp ve geleceklerini önemseyip (yani hedonizmi bir kenara atıp) bu uzun, meşakkatli ve karışık üretim süreçlerine adım attı. Zaman tercihleri daha düşüktü ve teknolojik bilgileri daha gelişmişti (hâlâ da öyledir). Bu yüzden (siyahlar gibi) yerlerinde saymadılar ve sermaye mallarının miktarını ve kalitesini arttırdılar. Böylece bir medeniyet ve gelişmiş bir uygarlık inşa etmeleri mümkün oldu. Medeniyet onlar sayesinde gelişmiştir ve gelişecektir.
Yani mesela belli üretim faktörlerini birleştirip başka bir üretim faktörü elde etmek, daha sonra onu da bir takım üretim faktörlerleriyle birleştirip başka bir üretim faktörü elde etmek, sonra onu da başka üretim faktörleriyle birleştirip nihai tüketim malını elde etmek gibi bir üretim sürecine kalkışamazlar. Zekaları bunun için yeterli değildir. Teknolojik bilgileri, onların böyle bir üretim sürecinin sonunda amaçlarını (tatminlerini) karşılayacak bir araca (tüketim malına) sahip olacaklarını söylese bile (ki çoğu zaman bunu anlayacak kadar bile zeki değillerdir) zaman tercihleri, üretim sürecine kalkışmalarına izin vermeyebilir.
Muhtemelen onlar sadece doğa ana’nın kendiliğinden sunduğu ve doğada öylece duran doğal faktörleri ve tüketim mallarını dönüştürüp mülk edinerek (mesela ağaçtan bir elma ya da armut koparmak, zemini temizleyip orayı sahiplenmek vs.) bir değer yaratabilir (ya da daha doğrusu zaten varolan değeri kendilerine mâl edebilir). Bunun dışında, küçük ve kısa üretim süreçlerine kalkışabilir. Bu üretim süreçleri, nihai tüketim malını çok kısa bir tarihte verecektir ve üretim faktörleri ile nihai tüketim malı arasındaki sıralama farkı çok azdır (mesela bir ateş yakıp avladıkları salyangozu pişirmek ve nihai tüketim malı olan pişmiş salyangoz etine ulaşmak gibi). Siyahların maksimum kapasitesi budur.
Uzun ve meşakkatli üretim süreçleri beyazlara özgüdür. Bu ilkel şartlar beyazlarda da vardı ama onlar risk alıp ve geleceklerini önemseyip (yani hedonizmi bir kenara atıp) bu uzun, meşakkatli ve karışık üretim süreçlerine adım attı. Zaman tercihleri daha düşüktü ve teknolojik bilgileri daha gelişmişti (hâlâ da öyledir). Bu yüzden (siyahlar gibi) yerlerinde saymadılar ve sermaye mallarının miktarını ve kalitesini arttırdılar. Böylece bir medeniyet ve gelişmiş bir uygarlık inşa etmeleri mümkün oldu. Medeniyet onlar sayesinde gelişmiştir ve gelişecektir.