Kaan on Nostr: “It is no less than a crime against life when the superior is sacrificed to the ...
“It is no less than a crime against life when the superior is sacrificed to the inferior, a crime that is in no wise mitigated nor its effects alleviated when the sacrifice is made by a man's own free will and choice. ... We must become aware of the diseased values that are working in our midst and in ourselves. It is our peril that we awaken to our condition when it is too late. ... Our belief in equality, likewise, was a betrayal of life-I should say, rather, of quality of life. Where all are believed equal, the voice of the superior man is drowned in the roar of the mob, and taste tends to gravitate to the level of the gutter. This is happening all over America. Furthermore, wherever this belief in equality spreads, there goes a disbelief in the importance of heredity, of blood. The cry always becomes the weakling's cry for a change of environment, which the strong man wills to master and to dominate; and all effort to weed out the defectives by cutting off the flow of tainted blood at its source and to build up an improved stock of men and women by attention to intelligent mating, is rendered almost entirely impossible. ... that in my sober judgment it is the suicide of a people when they allow themselves to be made into a ‘melting pot,’ where you no longer have a people but only a hodge-podge of peoples, a stew of conflicting bloods, traditions, values, and tastes. ... It is the betrayal and surrender of those differentiations that their ancestors painfully achieved through many thousands of years, and which give their existence on the Earth all its worth and meaning.”
—
"Üstün olanın aşağı olana feda edilmesi yaşama karşı işlenen bir suçtan başka bir şey değildir; bu suç, fedakârlık insanın kendi özgür iradesi ve seçimiyle yapıldığında da ne hafifler ne de etkileri azalır. ... Aramızda ve kendi içimizde işlemekte olan hastalıklı değerlerin farkına varmalıyız. Durumumuza çok geç uyanmış olmamız bizim için bir tehlikedir. ... Eşitliğe olan inancımız da aynı şekilde yaşama -daha doğrusu yaşam kalitesine- ihanettir. Herkesin eşit olduğuna inanılan bir yerde, üstün insanın sesi kalabalığın gürültüsü içinde boğulur ve değerler, anlayışlar, zevkler, takdirler lağım seviyesine inme eğilimi gösterir. Bu durum Amerika'nın her yerinde görülmektedir. Dahası, bu eşitlik inancının yayıldığı her yerde, kalıtımın, kanın önemine dair bir inançsızlık da ortaya çıkmaktadır. Çığlık her zaman, güçlü erkeğin egemen olmak ve hükmetmek istediği ortamın değiştirilmesi için zayıfın çığlığı hâline gelir; ve kusurlu kan akışını kaynağında keserek kusurluları ayıklama ve akıllı çiftleşmeye dikkat ederek gelişmiş bir erkek ve kadın nesli oluşturma yönündeki tüm çabalar neredeyse tamamen imkânsız hâle gelir. ... bana kalırsa, bir ulusun kendisini bir 'eritme potası' [melting pot] durumuna sokmasına izin vermesi o halkın intiharıdır; bu durumda artık bir halk değil, yalnızca bir halklar karmaşası, birbiriyle çelişen ve çatışan kanların, geleneklerin, değerlerin ve zevklerin bir karışımı vardır. ... Bu, atalarının binlerce yıl boyunca acı çekerek elde ettikleri ve yeryüzündeki varlıklarına tüm değerini ve anlamını veren farklılıklara ihanet ve teslimiyettir.”
—
"Üstün olanın aşağı olana feda edilmesi yaşama karşı işlenen bir suçtan başka bir şey değildir; bu suç, fedakârlık insanın kendi özgür iradesi ve seçimiyle yapıldığında da ne hafifler ne de etkileri azalır. ... Aramızda ve kendi içimizde işlemekte olan hastalıklı değerlerin farkına varmalıyız. Durumumuza çok geç uyanmış olmamız bizim için bir tehlikedir. ... Eşitliğe olan inancımız da aynı şekilde yaşama -daha doğrusu yaşam kalitesine- ihanettir. Herkesin eşit olduğuna inanılan bir yerde, üstün insanın sesi kalabalığın gürültüsü içinde boğulur ve değerler, anlayışlar, zevkler, takdirler lağım seviyesine inme eğilimi gösterir. Bu durum Amerika'nın her yerinde görülmektedir. Dahası, bu eşitlik inancının yayıldığı her yerde, kalıtımın, kanın önemine dair bir inançsızlık da ortaya çıkmaktadır. Çığlık her zaman, güçlü erkeğin egemen olmak ve hükmetmek istediği ortamın değiştirilmesi için zayıfın çığlığı hâline gelir; ve kusurlu kan akışını kaynağında keserek kusurluları ayıklama ve akıllı çiftleşmeye dikkat ederek gelişmiş bir erkek ve kadın nesli oluşturma yönündeki tüm çabalar neredeyse tamamen imkânsız hâle gelir. ... bana kalırsa, bir ulusun kendisini bir 'eritme potası' [melting pot] durumuna sokmasına izin vermesi o halkın intiharıdır; bu durumda artık bir halk değil, yalnızca bir halklar karmaşası, birbiriyle çelişen ve çatışan kanların, geleneklerin, değerlerin ve zevklerin bir karışımı vardır. ... Bu, atalarının binlerce yıl boyunca acı çekerek elde ettikleri ve yeryüzündeki varlıklarına tüm değerini ve anlamını veren farklılıklara ihanet ve teslimiyettir.”